Doğal yaşam denilince akla gelen ilk şey canlıların ihtiyaçlarının doğal yollarla karşılanması olmaktadır. Yaşadığımız gezegende canlı ve cansız varlıklar yer almaktadır. Doğada bulunan tüm bu canlı ve cansız varlıklar doğal ortam içerisinde varlığını sürdürmektedir. Doğal yaşam nedir sorusuna verilecek cevap ise; bu ortamın 4 unsur tarafından temsil edildiği olacaktır. Bu 4 unsurdan kasıt; hava, toprak, ateş ve su şeklinde sıralanmaktadır. Varlıkların yaşadığı bu doğal ortamlar bu unsurların birleşmesi ile hayat bulmaktadır. Aslında doğal yaşam demek sağlıklı yaşam anlamına gelmektedir. Ve bundan hareketle bu yaşam içerisinde suni hiçbir şeye yer yoktur.
Doğal Yaşam Nasıl Korunmalıdır?
Günümüz teknoloji dünyasında doğal yaşam alanlarının korunması oldukça zor bir hal almaktadır. Gerek hızla gelişen sanayi sektörü gerekse insanların ihtiyaçlarının yönünün değişmesi sonucunda doğal ortamların korunması gün geçtikçe daha önem arz eden bir durum haline gelmektedir. Doğal sistem belli bir döngü içerisinde süreklilik göstermektedir. Bu sistemde yer alan her bir unsur zincirin parçalarını oluşturmaktadır. Bu zincir halkalarından yalnızca birinin olmaması bile tüm bu düzeni alt üst etmektedir.
Doğal ortamların korunması için yapılacak ilk hamle, hayvanların ve onların yaşadıkları ortamların hassasiyetle korunması olacaktır. Çünkü hangi türden hayvan olursa olsun onlarda ekosistemin en önemli parçalarındandır. Unutulmamalıdır ki; hayvanların soyu tükenirse biz insanlarında soyu tükenecektir. Ayrıca hem kendimiz açısından hem de hayvanlar açısından orman alanlarının da korunması gerekmektedir. Orman alanlarının korunması ile hava kirliliği de büyük oranda çözülmüş olacaktır. Ormanların varlığı doğal yaşam dengesini büyük oranda desteklemektedir.
Doğal Ortamlarda Suyun ve Toprağın Önemi
İnsan olarak bizler, ekosisteme katkıyı öncelikle kendi yaşadığımız alanlarda hayata geçirmeliyiz. Çünkü her bir birey bu hassasiyetle olaya yaklaştığı takdirde elde edilen olumlu sonuç beklenilenin çok daha üstünde oluşacaktır. Öncelikle gereksiz su tüketimi sınırlandırılmalıdır. Denizler, nehirler kısacası sular kirletilmemelidir. Doğal yaşam içerisinde bulunan sulara özellikle zehirli atıklar bırakılmamalıdır. Çünkü bu halde devam edilirse sular kullanılamayacak hale gelir ve beraberinde kuraklık yaşanır.
Toprak doğanın bize sunmuş olduğu en büyük nimetlerden biridir. Toprak sayesinde bugün marketlerde, manavlarda istediğimiz her bir ürüne rahatlıkla ulaşmaktayız. Ancak toprağa gereken önemin verilmesi insanlığın geleceği açısından son derece önemlidir. Özellikle toprağa ekim yapılacağı zaman kimyasal tarım ürünleri ve kimyasal gübreler kullanılmamalıdır. Çünkü bu ilaçların toprak tarafından emilimi sonucunda topraktaki canlılar özellikle solucanlar yok olmaktadır. Ayrıca bu kimyasal ürünler yer altı içme sularına karışarak da sağlığımızı olumsuz bir şekilde etkilemektedir.
Benzer konularda yazılara ulaşmak için İnovasyon İçin Eğitim Vakfı’nın blog sayfasını takip edebilirsiniz. Ayrıca bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalına abone olabilirsiniz.